4 Şubat 2011 Cuma

Ya o deve neyi temsil ediyor

TAHRİR Meydanı’nda çekilen fotoğraflara bakıyorum.
-Amaaan, madonna fotoğraflarına baksana ne işin var Mısır'la?

Devenin üzerinde bir adam.
-Henry Ford’un kemikleri sızlıyordur, deve mi kaldı bu çağda?

Sanki, “Lawrence of Arabia” filminden fırlayıp gelmiş.
-Uzun süredir sinema bilgini dökmüyordun farkında mısın?
Gelmemiş de sanki o yıllarda kalmış.
-Hangi yılda geciyor film?
Yanında at üstünde birisi, meydanda cirit atıyor.
-Sorma Erzurum’daki olimpiyat açılışında da vardı o ciritçiler yaaa

Aklım karışıyor.
-Ay benim de karıştı, farklı ciritlerden bahsediyoruz galiba?

“Ya hangi yıldayız” diye bir ses geliyor içimden.
-2011 abicim, neyin var?

İster istemez, meydandakilerin kılık kıyafetine, façasına bakıyorum.
-Iyyy uzun sakallı, kirli, kıllı, göbekli, yalın ayak Araplar işte nolcak?
Bizdeki mitinglerin, ne bileyim, mesela Cumhuriyet mitinglerinin fotoğraflarını yanına koyuyorum.
-Ne cüret ya, nasıl cumhuriyet kadını ve gencini Allahın arabıyla yan yana koyarsın?

1 Mayıs gösterilerinde çekilenlere bakıyorum...
-Solcu aydınlarımızla da karşılaştırma lütfen
İkisinde de Müslüman nüfus çoğunlukta.
-Rica ediyorum bunların müslümanlığıyle bizimkini yan yana koyma.
Ama aralarında dağ kadar fark var.
-Himalayalar var!
* * *

Ne farkıdır bu diye soruyorum.
-Cok basit, onlar Arap! Kirli, köktendinci…
Tabii ki yoksulluk. Bir tarafta 2 dolarla geçinen insanlar.
-Ay eveeet bir de fakirler
Sadece yoksulluk farkı diyebilir misiniz?
-Zenginleri de var ama çok görgüsüzler, hıh!
Kültür farkı, zihniyet farkı, hayat tarzı farkı...
Var, hepsi var...
-Ya oralarda bir Nişantaşı, Bağdat caddesi, Etiler, Alsancak var mı?
Türkiye başka, çok başka bir yerde.
-Aynen öyle

İçimden yine o ses yükseliyor.
-Senin iç sesin de hiç durmuyor yani
“İyi ki” diyor. “İyi ki ülkem başka, bambaşka bir yerde...”
-Çok şükür atalarımıza, milli ve ebedi şeflerimize
Televizyonlarda her saniye altyazıları geçiyor.
“Mısır’da iç çatışma...”
-Aman, "yesinler birbirlerini"
Allah Allah; bir tarafta bin kişi, öteki tarafta bin beşyüz...
-Gündüz izledin di mi, Tahrir meydanı öyle söylemıyordu?
Neredeyse dün Ankara’da Meclis’e yürüyenlerden bile tenha...
-Anladııım, sen Mısır'ın devlet kanalını izliyorsun.
Önce, biri ötekini püskürtüyor, sonra öteki berikini...
-E sonuc?
İster istemez kafam karışıyor: “Halkın iradesini” hangi taraf temsil ediyor...
-Valla Mübarek için diktatör filan diyorlar ama sen daha iyi bilirsin
Binlik mi, yoksa bin beş yüzlük taraf mı?
-Yeme bizi olum ya , bari gözümüzle gördüğümüzü çarpıtma.

* * *
Yorumlara bakıyorum; neredeyse bütün dünya birleşmiş.
Hepimiz Mübarek’e karşıyız.
-Sen de mi karşısın? E hiç belli etmiyorsun?
Çünkü “zamanın ruhu” bize şunu emrediyor:
“Nerede, hangi ülkede bir diktatör varsa, tek adam despotluğu, diktatörlük hevesi varsa, nerede bir iktidar hür basını susturmaya,
muhalefeti yok etmeye çalışıyorsa, eline bir demet yasemen al; despotun karşısına dikil.”
-Ertuğrulcum ruhlar aleminden bildiriyor :)

* * *

Heyhat; şu sersem kafam var ya; yine de basmıyor; içimdeki o hınzır, her an şeytanın avukatlığına teşne.
-Hadi dökül dökül, çıkar ağzındaki baklayı
Mısır’ın nüfusuna bakıyorum, 80 milyon.
-Eeee?

Meydanda bin, bilemedin bin beşyüz kişi.
-Bin beşyüzde takıldın sen
E, ötekiler nerede?
“Vekaletname yoluyla” demokratik devrim mi yapılıyor?
-Valla1 haftadır sokaktalar, sağlam vekaletnameymiş.
İki taraf da birbirine benziyor, sayıları birbirine eşit.
-Takıldı mı böyle oluyor işte, kusuruna bakmayın.
Nasıl ayıracağız: “Develi adamlar” devesizleri kovarsa, diktatör kazanmış olacak.
-Develiler Mübarek’in adamları olduğuna göre?
Devesizler develileri kovarsa, “halkın iradesi”...
-Aynen öyle canım
Hepsi birbirine karışıyor.
-Kim birbirine karıştı, ne diyorsun ya?
Ben kararsızım, ama içimdeki hergelenin zerre kadar şüphesi yok.
-Nihayet sadede geliyorsun
“İyi ki” diye haykırıyor avaz avaz.
“İyi ki 80 yıllık bir Cumhuriyetimiz, 60 yıllık bir çok partili hayatımız var.”
“İyi ki; 200 yıl önce yüzümüzü Batı’ya çevirmişiz; iyi ki bir Avrupa Birliği idealimiz var.”
-Ay tamam erto ya, iki gündür üstünü başını yırtıyorsun. Yeter.

* * *

Ve en önemlisi; iyi ki 60 yıllık bir sandığımız var.
-Darbelenmekten bi hal oldu zavallıya ama olsun.
İyi ki 5 milyonluk Cumhuriyet mitingleri bile bizim için, sadece ve sadece“memnuniyetsizliğin” ifadesi anlamına geliyor.
-Hey gidi günler hey
Düşünebiliyor musunuz, ya bizim de bir diktatörümüz, ne bileyim bir despotumuz olsaydı.
-Yok mu?
Maazallah dün Meclis önündeki çatışmaları bütün dünya canlı yayında seyreder ve altyazılarda okurduk: “Türkiye’de iç çatışma...”
-El Cezire baksa türlü yazardı ama neyse.
* * *
Ama yazamazlar.
-Neyi yazamazlar? Niye dellendin yine?
Çünkü bizim 60 yıllık sandığımız var. Her defasında hesap orada görülüyor.
-Görülmediğinde göz bebeğimiz, ordumuz sağ olsun.

O nedenle, Cumhuriyetimizi kuran büyük Atatürk’ü ve 60 yıldır o sandığı şerefle taşıyarakbugüne getiren İnönü’yü,
Demirel’i, Ecevit’i, Özal’ı, Türkeş’i, Erbakan’ı ve tabii ki; bugünkü bütün liderlerimizi saygıyla selamlıyorum.
-Çiller’i, Yılmaz’ı, Baykal’ı unutmuşsun :(
İlgili yazı: http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/16932080.asp?yazarid=10&gid=61

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder